Osmanlı döneminde birçok
Ermeni bestekar,şarkıcı,oyuncu ve sanatın her alanında gelişme
gösteren sanatçılardan olan ve ölümünün
yüzüncü yılı olan Tatyos Efendi, klasik Osmanlı
müziğinin en önemli bestecilerindendir. Asıl adı Tateos
Enkserciyan'dır.1851'de İstanbul Ortaköy'de doğmuş ve
Ortaköy'deki Ermeni ilkokulunu bitirdikten sonra bir çilingirin
yanına çırak olarak işe başlamış , ancak musıkiye olan
aşırı merakından dolayı bu işleri bırakmış ve
harçlıklarından biriktirdiği para ile kendisine ucuz ve
kullanılmış bir kanun satın almış. Üç kız kardeşi
vardır ve babası Ortaköy Ermeni Kilisesi mugannilerinden
Manokyan'dır.
Müzik aşkı çocukluk
yıllarında başlamış
Esnaf bir ailenin çocuğu olan
Tatyos, daha sonra dayısı Movses Papazyan'dan ilk musıki
derslerini almış kanun öğrenmeye başlamıştır. Bir süre
amatör topluluklarda çalmış, aile toplantılarına da
katılmış ancak kemana geçmek istemesiyle kanun çalmayı
bırakmıştır. Tatyos Efendi kemanı, Âma Sebuh'dan öğrenmiş,
ayrıca Asdik ve Civan kardeşlerden aldığı derslerle musıki
bilgisini arttırmış, pek çok fasıl geçmiştir.
Galata'da Pirinç'çi
gazinosunda çalışmaya başlamış, Karakaş, Tanburi
Hovagim, Kanuni Şemsi gibi ünlü sanatçılarla uzun
yıllar beraber olmuş ve fasıllar idare etmiştir. Fasıl musıkisi
içinde de çok önemli besteleri olmuştur. Ahmet
Rasim Bey, Civan ve Andon kardeşler gibi tanınmış sanatçılarla
uzun yıllar birlikte olmuş ve çalışmıştır. İyi
bestekâr olmasına rağmen sazendeliğinin zayıf olduğu
söylenirdi. Fakat çok iyi nota bilmesinden dolayı da bir
nağmeyi anında yazabilen bir besteci ve aynı zamanda da iyi bir
şairdi. Pek çok eserinin sözlerini kendisi yazmıştır.
Karciğar, suznak, rast peşrevleri; hüseyni, suznak, rast
semaileri ve birçok şarkısıyla Osmanlı musıki
repertuarına da başarılı eserler kazandırmıştır. Makamların
geleneksel özelliklerini yansıtan Tatyos Efendi, Arşak
Çömlekçiyan, Nasibin Mehmet Yürü,
Mustafa Sunar, Münir Mazhar Kamsoy gibi birçok müzisyene
meşk etmiş, Abdülkadir Töre'ye de keman dersleri
vermiştir.
Tatyos Efendi son yıllarında kara sarılık
diye adlandırılan bir çeşit karaciğer sirozuna yakalanmış
ve artık çalışamaz duruma gelmiştir. 16 Mart 1913'te 55
yaşında, genç denilebilecek bir yaşta vefat etmiş yakın
arkadaşı olan Ahmet Rasim Bey'in topladığı az sayıda kişinin
katılımıyla yapılan bir cenaze töreninden sonra Kadıköy
Uzunçayır Ermeni Mezarlığı'na gömülmüştür.
Kilise defterindeki ölüm kaydında 'Tatyos 1913-Çalgıcı'
yazılmıştır.
Ahmet Rasim Bey, sözlerini de kendisinin yazdığı uşşak makamındaki bestesinin “Gamzedeyim dev bulmam/ Garibim bir yuva kurmam/ Kaderimdir hep çektiğim/ Ağlarım hiç reha bulmam” güfteli eserine “Onun ömrünün hasılasıdır” diyor. Tatyos Efendi'nin bir diğer ünlü eseri de “Mani oluyor halimi takrire hicabım”dır.
Tatyos Efendi, klasik Osmanlı müziği repertuarına çok sayıda şaheser kazandırmış, sekiz peşrev, altı saz semaisi, ve çeşitli makam ve usullerde bestelediği altmışı aşkın şarkısıyla Osmanlı müziğinin en önemli bestecilerindendir.
'Bestekar
Karnik Garmiryan Hayatı ve Eserleri' kitabında Karnik Garmiryan'ın
oğlu Ara Garmiryan Tatyos Efendi'den ve babasından müzikle
ilgili aldığı derslerden unutulmaz anıları anlatıyor:
''Babamla
beraber çalışmak benim için büyük bir
zevkti. Ermeni notalarını öğretmek için her
çağırdığında sevinçle koşardım. Derslerde
''peşrevlerden'' faydalanırdı. Tabii ki kendi sevdiği parçaları
seçerdi. Bunların başlıcası, bana da sevdirmeyi başardığı,
Kemani Tatyos Efendi'nin kürdili hicazkar peşreviydi. Dersleri,
küçük anektod ve hatıralarla renklendirirdi. Bu
peşrev o kadar sevilirmiş ki onu icra ederken bütün
sazendeler aşka gelir, üçüncü haneden
dördüncüye geçmeden, kanun, keman, ud ve
klarnetin her biri haneyi ayrı ayrı, solo şeklinde yorumlar, sonra
heyetteki bütün sazlar birlikte dördüncü
haneye girermiş. Bu, Batı müziğindeki ''kadans''ı ya da daha
doğru ifadeyle Maurice Ravel'in Bolero'sunu anımsatan bir tarzdı.
Bir keresinde dei bir heyette, kemancı, besteci olduğunu bildği
babamı dinleyicilerin arasında görünce, o solo kısmı
gözlerini babamın gözlerinden hiç ayırmadan çalmış
ve babam heyecandan bayılıp, yere yıkılmış.
Yine
böyle samimi bir anımızda, ben henüz 10-11 yaşında ufak
bir çocukken, babam yine Kemani Tatyos'un ''Sakın geç
kalma, erken gel'' adlı şarkısının hikayesini anlatmıştı.
Tatyos, çok sevilen bu şarkıyı, her sabah kendisini
yolculayan karısının sözlerinden esinlenerek bestelemişti.
Kadıncağız, işten sonra ''biraz'' efkar dağıtmaya alışık
kocasını her gün geç saatlere kadar beklemekten yorgun
ve bıkkın, sabahları onu hep ''Sakın geç kalma, erken
gel!'' diye uğurlarmış.''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder