21 Mart 2013 Perşembe

Çalgıcı, bestekar, kemani Tatyos Efendi


Osmanlı döneminde birçok Ermeni bestekar,şarkıcı,oyuncu ve sanatın her alanında gelişme gösteren sanatçılardan olan ve ölümünün yüzüncü yılı olan Tatyos Efendi, klasik Osmanlı müziğinin en önemli bestecilerindendir. Asıl adı Tateos Enkserciyan'dır.1851'de İstanbul Ortaköy'de doğmuş ve Ortaköy'deki Ermeni ilkokulunu bitirdikten sonra bir çilingirin yanına çırak olarak işe başlamış , ancak musıkiye olan aşırı merakından dolayı bu işleri bırakmış ve harçlıklarından biriktirdiği para ile kendisine ucuz ve kullanılmış bir kanun satın almış. Üç kız kardeşi vardır ve babası Ortaköy Ermeni Kilisesi mugannilerinden Manokyan'dır.

Müzik aşkı çocukluk yıllarında başlamış

Esnaf bir ailenin çocuğu olan Tatyos, daha sonra dayısı Movses Papazyan'dan ilk musıki derslerini almış kanun öğrenmeye başlamıştır. Bir süre amatör topluluklarda çalmış, aile toplantılarına da katılmış ancak kemana geçmek istemesiyle kanun çalmayı bırakmıştır. Tatyos Efendi kemanı, Âma Sebuh'dan öğrenmiş, ayrıca Asdik ve Civan kardeşlerden aldığı derslerle musıki bilgisini arttırmış, pek çok fasıl geçmiştir.
Galata'da Pirinç'çi gazinosunda çalışmaya başlamış, Karakaş, Tanburi Hovagim, Kanuni Şemsi gibi ünlü sanatçılarla uzun yıllar beraber olmuş ve fasıllar idare etmiştir. Fasıl musıkisi içinde de çok önemli besteleri olmuştur. Ahmet Rasim Bey, Civan ve Andon kardeşler gibi tanınmış sanatçılarla uzun yıllar birlikte olmuş ve çalışmıştır. İyi bestekâr olmasına rağmen sazendeliğinin zayıf olduğu söylenirdi. Fakat çok iyi nota bilmesinden dolayı da bir nağmeyi anında yazabilen bir besteci ve aynı zamanda da iyi bir şairdi. Pek çok eserinin sözlerini kendisi yazmıştır. Karciğar, suznak, rast peşrevleri; hüseyni, suznak, rast semaileri ve birçok şarkısıyla Osmanlı musıki repertuarına da başarılı eserler kazandırmıştır. Makamların geleneksel özelliklerini yansıtan Tatyos Efendi, Arşak Çömlekçiyan, Nasibin Mehmet Yürü, Mustafa Sunar, Münir Mazhar Kamsoy gibi birçok müzisyene meşk etmiş, Abdülkadir Töre'ye de keman dersleri vermiştir.

Tatyos Efendi son yıllarında kara sarılık diye adlandırılan bir çeşit karaciğer sirozuna yakalanmış ve artık çalışamaz duruma gelmiştir. 16 Mart 1913'te 55 yaşında, genç denilebilecek bir yaşta vefat etmiş yakın arkadaşı olan Ahmet Rasim Bey'in topladığı az sayıda kişinin katılımıyla yapılan bir cenaze töreninden sonra Kadıköy Uzunçayır Ermeni Mezarlığı'na gömülmüştür. Kilise defterindeki ölüm kaydında 'Tatyos 1913-Çalgıcı' yazılmıştır.

Ahmet Rasim Bey, sözlerini de kendisinin yazdığı uşşak makamındaki bestesinin “Gamzedeyim dev bulmam/ Garibim bir yuva kurmam/ Kaderimdir hep çektiğim/ Ağlarım hiç reha bulmam” güfteli eserine “Onun ömrünün hasılasıdır” diyor. Tatyos Efendi'nin bir diğer ünlü eseri de “Mani oluyor halimi takrire hicabım”dır.

Tatyos Efendi, klasik Osmanlı müziği repertuarına çok sayıda şaheser kazandırmış, sekiz peşrev, altı saz semaisi, ve çeşitli makam ve usullerde bestelediği altmışı aşkın şarkısıyla Osmanlı müziğinin en önemli bestecilerindendir.


'Bestekar Karnik Garmiryan Hayatı ve Eserleri' kitabında Karnik Garmiryan'ın oğlu Ara Garmiryan Tatyos Efendi'den ve babasından müzikle ilgili aldığı derslerden unutulmaz anıları anlatıyor:
''Babamla beraber çalışmak benim için büyük bir zevkti. Ermeni notalarını öğretmek için her çağırdığında sevinçle koşardım. Derslerde ''peşrevlerden'' faydalanırdı. Tabii ki kendi sevdiği parçaları seçerdi. Bunların başlıcası, bana da sevdirmeyi başardığı, Kemani Tatyos Efendi'nin kürdili hicazkar peşreviydi. Dersleri, küçük anektod ve hatıralarla renklendirirdi. Bu peşrev o kadar sevilirmiş ki onu icra ederken bütün sazendeler aşka gelir, üçüncü haneden dördüncüye geçmeden, kanun, keman, ud ve klarnetin her biri haneyi ayrı ayrı, solo şeklinde yorumlar, sonra heyetteki bütün sazlar birlikte dördüncü haneye girermiş. Bu, Batı müziğindeki ''kadans''ı ya da daha doğru ifadeyle Maurice Ravel'in Bolero'sunu anımsatan bir tarzdı. Bir keresinde dei bir heyette, kemancı, besteci olduğunu bildği babamı dinleyicilerin arasında görünce, o solo kısmı gözlerini babamın gözlerinden hiç ayırmadan çalmış ve babam heyecandan bayılıp, yere yıkılmış.
Yine böyle samimi bir anımızda, ben henüz 10-11 yaşında ufak bir çocukken, babam yine Kemani Tatyos'un ''Sakın geç kalma, erken gel'' adlı şarkısının hikayesini anlatmıştı. Tatyos, çok sevilen bu şarkıyı, her sabah kendisini yolculayan karısının sözlerinden esinlenerek bestelemişti. Kadıncağız, işten sonra ''biraz'' efkar dağıtmaya alışık kocasını her gün geç saatlere kadar beklemekten yorgun ve bıkkın, sabahları onu hep ''Sakın geç kalma, erken gel!'' diye uğurlarmış.''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder